Kalb Akıl Ve Tasavvur Kavramları
Kur’an’da akıl, kalb ve tasavvur bir arada epistemik çerçeve oluşturuyor, kalb tasavvuru şekillendiriyor ve akıl bilgi kaynaklarını işler.
Kur’an’da akıl, kalb ve tasavvur bir arada epistemik çerçeve oluşturuyor, kalb tasavvuru şekillendiriyor ve akıl bilgi kaynaklarını işler.
Modern bilim “nasıl?” sorusunu temel alarak tümevarım yöntemiyle çalışır, ancak bu yaklaşım kesinlik sunmaz ve insanları bilgiyi kontrol eden bilim rahiplerinin kölesi yapar.
İnsan düşüncesi burhanî, beyanî ve irfanî düşünme biçimleriyle şekillenir; hiçbir yöntem mutlak değildir, hepsi birlikte kullanılarak hakikate ulaşılır.
Aristo’nun insanı “düşünen canlı” olarak tanımlaması yetersizdir. İnsan, düşünmenin yanı sıra nasıl düşündüğüyle ve sabit, değişmez değerlerle tanımlanmalıdır.
Allah’ın misli yoktur, ‘Leyse ke mislihi şeyun’ ifadesi, O’nun Zâtı ve mislinin de teşbih edilemeyeceğini belirtir. Allah’a dair değerler misalen bilinir, benzeri yoktur.
Kur’an ifadeleri, Tanrıya benzetmelerin dilsel ve zihinsel sınırları nedeniyle hukukî ve etik yorumlarda bağlama bağlı sonuçlar üretir.
Allah’ın benzersizliği, lahid teriminin dilbilimsel çözümlemeleri ve isim-anlam ilişkilerindeki örneklerle net biçimde ortaya konur.
30:43 ayeti, insanın doğuştan sahip olduğu fıtratı ve bu fıtratın yönlendirilmesi gerektiğini vurgular. Yetenekler, Kur’an kelimelerine sadakatle korunur.
Bilkuvve ve bilfiil huduri bilginin temelini oluşturur, potansiyelin fiile dönüşümü bilgi ediniminin doğrudan kaynağıdır.
Müslümanlık ve Hristiyanlık, Yahudilikten kurtulamaz; tek çözüm tüm değer sistemlerini Yahudilikten arındırmaktır.