Gazzelilere Mersiye
Gazze’deki zulme karşı insanlık sessiz, vicdanlar ölü. Gazzeliler direniyor, ama biz aciziz. Bu acizlikle Allah’a hesap verebilir miyiz?
Gazze’deki zulme karşı insanlık sessiz, vicdanlar ölü. Gazzeliler direniyor, ama biz aciziz. Bu acizlikle Allah’a hesap verebilir miyiz?
Allah’ı Bilmek akıl, vahiy ve ilahi bilgiyle mümkündür. İnsanın başlangıcını karanlık bir dönemle açıklamak aklen ve ilmen çelişkili bir yaklaşımdır.
İsmail Heniye’nin ölümü, savaşın seyrini ve Müslümanlar arasındaki güveni sarsarak Batı’nın yeni bir dünya düzeni oluşturma çabasının parçasıdır.
Hakikat ulaşılabilir olmalı; filozofların binlerce yıldır bulamadığı gerçek, sadelikte ve ulaşılabilirliktedir.
Kur’an’ın ve resullerin şerefi, ilahi kökten ve risalet soyundandır. Şafii, dillerin üstünlük sıralamasında Arapçayı en üstte görerek yanılmıştır.
Koşulsuz bilgi, yaşanan anı doğru anlamak ve yaşamak içindir. Yazı, bilgiyi zihnin koşullandırmalarından kurtarır ve cesurca sunulmasını sağlar.
Spinoza ve Kant, Tanrı inancında insanla ilişkinin imkânsız olduğunu söyler. Filozoflar, Tanrı’yı pasif görürler. Müminler için varlık tanımı yalnızca Kur’an’dan gelmelidir.
Aklın rehberi olan bebeklerin duyuları anne karnında gelişir ve doğduktan sonra dil ve akıl ile çevreyi algılar. Dilin rehberi Kur’an’dır, değişmez ve üstündür.
Kant’ın “koşulsuz” kavramı sadece bir düşüncedir. Kur’an’daki Allah’ın koşulsuzluğu, insan aklının tasarımı değildir ve O’nun sözler göndermesi, çelişkisizliktir.
“Tanrı var mı?” sorusunu ele alan felsefe, insan aklının yeterliliğini sorgularken kesin doğrulara ulaşamamış, sadece belirsizlik ve güvensizlik yaratmıştır.