Yazılar

30:43 ayeti, insanın doğuştan sahip olduğu fıtratı ve bu fıtratın yönlendirilmesi gerektiğini vurgular. Yetenekler, Kur’an kelimelerine sadakatle korunur.

Kutsal metinler, dil ve hafıza süreçleri sayesinde anlam kazanır ve etkili öğrenme yöntemleriyle davranışa dönüşerek inanç temelinde sonuç üretir.

Bilkuvve ve bilfiil huduri bilginin temelini oluşturur, potansiyelin fiile dönüşümü bilgi ediniminin doğrudan kaynağıdır.

Müslümanlık ve Hristiyanlık, Yahudilikten kurtulamaz; tek çözüm tüm değer sistemlerini Yahudilikten arındırmaktır.

Kur’an aklı özgürleştirir, düşünceyi hürmetle yüceltir, mukayyede tasvirleriyle hapsedilişi teşhir eder ve nihai kavuşma için umut verir.

İsa’ya iman iddiaları arasındaki çelişkiler, Yahudi uygulamalar ve metinlerarası tutarsızlıklar genellemeler ve mantık hatalarıyla birlikte tutarsızlık yaratır.

Ses, fonetik harflerin ve havanın titreşimleriyle varlığı şekillendirir, insan iradesi sözcüklere dönüşerek hem bireysel hem toplu ruhsal etkiler yaratır.

Bilimin egemenliği devlet ve ticari aktörler tarafından manipülasyona uğruyor, bu süreç etik yozlaşma ve toplumda bilgi güvensizliği oluşturuyor.

Doğru bir şekilde Kur’an’ı anlamak kayırılmak değil, aydınlığa çıkmaktır; kayırılmış olduğunu düşünmek Yahudiliğe benzer.

Anayasa başlangıç metni, laiklik-demokrasi gerilimini ve manevi değerlerle günlük yaşam çelişkisini normatif çerçeveye sokarak siyasal yönelimi belirler.