Değerlerin Yerini Alan Sınırlar
Ahiret, dünyevi sınırların mutlak değerini ortadan kaldırır, haritalar idari gerçekliktir ancak son hükmü belirlemez, toplumsal tercihlerde etkili olur.
Ahiret, dünyevi sınırların mutlak değerini ortadan kaldırır, haritalar idari gerçekliktir ancak son hükmü belirlemez, toplumsal tercihlerde etkili olur.
Devletlerin meşruiyeti, sorumluluk ilkelerinin zayıflaması ve seçim süreçlerindeki krizler halkın güvenini azaltıyor, siyasi istikrarsızlığı tetikliyor.
Ayet, değişken akla karşı sabit ilke sağlar, dilî açıklığı ve referans tutarlılığıyla insanın düşünce, eylem ve toplumsal karar mekanizmalarını düzenler.
Kur’an referansları metin tutarlılığını sağlar, ayetlerin bağlam ve terim kullanımı sabit kaldıkça anlam bütünlüğü korunur ve çelişkiler azalır.
Kur’an’ın mücmel olduğu iddiası, metin içi bağlam, dilbilimsel çokanlamlılık ve tarihsel örneklerle detaylı şekilde sınandı ve eksik olduğu belirlendi.
Nahiv dilin ayrılmaz öğesi olarak anlamı düzenler, sözdizimini sabitleştirir, mantıksal çözümlemeye zemin sağlar ve tanım eksikliğini görünür kılar.
Aristo’nun âlem kadim iddiası zan ve kanıt eksikliğiyle çürütüldü, akıl yürütmenin sınırları ve epistemik boşluklar bunun temel nedenleridir.
Tümeller, mantığın kökeni ve Yunan bağımsız düşüncesi bağlamında Tanrı’yı dışlayan mantık anlayışlarının bilgi temellerini zayıflattığını gösterir.
Lağv kavramı, tarihsel bağlamı ve dilsel özellikleriyle tefsir literatüründe değişen yorumları ve kapsam tartışmalarını belirler.
Devlete doğrudan çağrı, halkın taleplerini ve sorumluluk beklentisini netleştirir, müminlik vurgusu fedakârlığı yüceltir ve cesaret çağrısıyla sonlanır.