Güncel Gündem: Gazze Savaşı
Gazze’de süregelen vahşet, dünyanın vicdanını sorgulatıyor. Çaresiz mücadele ve direniş, insanlığı adalet ve merhamet değerlerine dönmeye çağırıyor.
Gazze’de süregelen vahşet, dünyanın vicdanını sorgulatıyor. Çaresiz mücadele ve direniş, insanlığı adalet ve merhamet değerlerine dönmeye çağırıyor.
Kur’an’ın biçimi, içerik ve düzenin karşılıklı örüntüleriyle belirlenir, bu yapı metnin söylem gücünü ve ahlaki yönergelerini öne çıkarır.
Riyazet, i’tikafın aksine toplumsal görevlerden kopmayı ve sürekli ibadet disiplini geliştirmeyi hedefleyen bilinçli bir ruhani egzersizdir.
İslam’ın geçerliliği tarihsel kayıtlar, inanç-delil ayrımı ve dilsel gösterimler sayesinde metinsel süreklilik ve toplumsal benimseyişle desteklenir.
Hisabuhum zamirinin mercisi, nahiv ve bağlam karşılaştırmalarıyla belirleniyor, böylece ayetin anlamındaki belirsizlik azalıyor.
Beleden eminen risaletin meşruiyetini belirler, İbrahim geleneği mirasçılara ahlaki ve kamusal sorumluluk yükler, duanın şartları mahrumiyeti açıklar.
Kıraat geleneği, Kur’ân okunuşlarındaki çeşitliliğin tefsir, iman pratiği, Tanrı anlayışı ve kötülük sorunu tartışmaları üzerinde belirleyici etkiler.
Asım kıraati ile Diyanet arasındaki kavram ve okuma farklılıkları kıraat standartlaşmasını ve kurumların yetki sınırlarını tartışmaya açtı.
İlahî ilim, bilginin kaynağını aşkın bir zemine yerleştirir ve insanın erişebildiği bilgi ile aşkın bilgi arasındaki farkı ortaya koyar.
Kur’an’ın gerçek dinine yönelmek, gelenekten sıyrılıp hakka ulaşmayı gerektirir. İslam şeriatını eleştiren modern ilahiyatçılar, Kur’an şeriatını yanlış anlamaktadır.
İmran Çelik’in eleştirilerine yanıt olarak, Kur’an’ın tarihsel, kültürel, psikolojik ve duygusal bagajlardan arındırılarak doğru anlaşılması gerektiği savunulmaktadır.
İslam düşüncesinde tefakkuh, tefekkür, tezekkür, teakkul ve tedebbür kavramları, bilginin davranış kalıplarına dönüşümünü açıklar ve Mümin kimliğini oluşturur.
Namazın beş vakit olduğu ve rekat sayılarının tevarüs yoluyla bize ulaştığı belirtilmektedir. Bu uygulama, Kur’an’da yer alan referanslarla desteklenmekte ve doğrulanmaktadır.
Kur’an, Allah’ın kitabı olarak eşsizdir; sınırlı insan aklı ile ilahi bilgiyi buluşturan, dil ve üslup açısından benzersiz bir rehberdir.
Kur’an’ın Bakara Suresi’nin ilk ayetlerine odaklanan analiz, surenin irabı (gramer yapısı), ellezine kelimesinin kullanımı ve ayetlerin bölünmesi üzerine tartışmaları içerir. Ayrıca, ‘ayet’ kelimesinin anlamı, Kuran’ın aslı ve vahiy kavramı üzerine detaylı değerlendirmeler yapılır. Bu çalışma, Kuran’ın dilbilimsel ve metinsel yorumlamalarına derinlemesine bir bakış sunar.
Kur’an, Allah ile insanın buluşma zeminidir ve diliyle insanları karanlıktan aydınlığa çıkarır; hurufu mukatta ve her ayet birbiriyle anlamlı ve ilişkilidir.
Geleneğimize göre, Şabat’ı ihlal edenler “aşağılık maymunlar”dır ve bu uygulamayı harfiyen sürdürenler kurtuluşa erer. Kur’an, Yahudilerin bu uygulamayı nasıl tahrif ettiğini gösterir. Ancak önceki kitapların tahrifi, doğru anlaşılmayı engeller ve gerçek vahyin anlaşılmasını zorlaştırır.
Nisa 34. ayeti, kadınların dövülmesini veya dövülmemesini savunanlar tarafından tahrif edilmektedir. Asıl olan, Allah’ın kelimelerini doğru anlamaktır. Kadınların dövülmemesi gerektiği, ahlak ve fitrat gereği açıktır. Bu durumu anlamak için ilahi bir düzenlemeye ihtiyaç yoktur; insan olmak yeterlidir.
Kur’an, özgüveni çok yüksek olan bir belgedir. Hiç kimseden koruma ve himaye talep etmediği gibi, Kur’an’a iman ettiğini söyleyenlere ayetlerini dost düşman gözetmeden herkese ulaştırma görevini yüklemektedir. İnanıp benimseyen veya inanmayıp benimsemeyen herkesi kendisini incelemeye, iddia ettikleri gibi bünyesinde çelişkiler olduğu/olacağı söylemlerinde samimiiseler bunları deşifre etmeye çağırmaktadır. O bu özgüvenini ilk önce Alemlerin Rabbi olan … Süleyman (as) ve Zulkarneyn
Kur’an, dinler tarihinin kararttığı gerçekleri ortaya çıkarır. Yusuf Suresi’nde insanların çoğunun Allah’a güvenmediği, ayetlere sırt çevirdiği ve ortaklık tasladığı belirtilir.
Gazze’de süregelen vahşet, dünyanın vicdanını sorgulatıyor. Çaresiz mücadele ve direniş, insanlığı adalet ve merhamet değerlerine dönmeye çağırıyor.
Felsefe, Tanrı’nın varlığı ve hakikat konusunda yanılgılar içindedir. Kur’an, ilahi hakikat ve kudreti ortaya koyarak bu yanılgıları reddeder.
Kur’an, yazıya muhtaçtır; sahih öğreti, çelişkisiz bilgi, ittifak ve tevarüsle yazılı belgeyle aktarılır. “Cin” ve “ins” farklı akıllı varlıklardır.
Dillerin kökeni ilahidir ve Allah tarafından öğretilmiştir. Dilin farklı yapıları olsa da temelinde aynı kurallara dayanır, bu da dilin ilahi kaynağını destekler.