Başlıklar
MÂİDE 28. ÂYETİ ile
ADEM’İN İKİ OĞLU KISSASI
Le-in besatte ileyye yedeke litaktulenî mâ enâ bibâsitin yediye ileyk(e) li-aktuleke innî eḣâfu(A)llâhe rabbe-l’âlemîn(e)
TDV Meali – “Andolsun ki sen, öldürmek için bana elini uzatsan (bile) ben sana, öldürmek için el uzatacak değilim. Ben, âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.”
Müslümanların hemen hepsi Hıristiyanların “SAĞ YANAĞINA VURUNCA SOL YANAĞINI DÖN.” şeklindeki inançlarını beğenmezler… Ama “SENİ ÖLDÜRMEK İÇİN SANA ELİNİ UZATANA KARŞI ELLERİNİ İKİ YANA SAL.” anlamına gelecek bu meale hiç ses çıkarmazlar! Yahu, onlar hiç olmazsa “Tokat atılmasına karşılık verme!” diyor… Bu ayet “Seni öldürmek isteyene karşılık verme!” diyor.
Metindeki şiddet ve korku algısı
Mealin son cümlesi çok ilginç… “BEN ÂLEMLERİN RABBİ ALLAH’TAN KORKARIM.”
SORU… Kendisini öldürmek için elini uzatan birine karşılık vermek Allah’tan korkmamak mıdır? Ya da kendisini öldürmeye gelen birini engellemek Allah’tan korkmamak mıdır?
Yalnız burada hemen şunu belirteyim, mealler eliyle sanki ayet şöyle bir tablo çiziyormuş gibi gösteriliyor… Adem’in iki tane oğlu var, bu konuşmalar da o iki oğul arasında geçiyor… Bir önceki ayette ikisi birer kurban sunuyor, birisininki kabul ediliyor diğerininki edilmiyor… Kurbanı kabul edilmeyen diğerine “Ben seni öldüreceğim.” diyor… Öldürülmek istenen kardeş ise “SEN BENİ ÖLDÜRMEYE GELSEN “BİLE” BEN SENİ ÖLDÜRMEK İÇİN ELİMİ KALDIRMAYACAĞIM.” diye cevaplıyor… Çizilen tablo bu şekilde…
Bir sonraki ayeti okuduğumuzda öldürmek isteyenin değil de öldürülmek istenenin çok daha HÂİN olduğu anlaşılıyor.
Le-in besatte ileyye yedeke litaktulenî mâ enâ bibâsitin yediye ileyk(e) li-aktuleke innî eḣâfu(A)llâhe rabbe-l’âlemîn(e)
SV Meali – Sen elini beni öldürmek için kaldırırsan, ben elimi asla seni öldürmek için kaldırmam. Çünkü ben, bütün varlıkların Rabbi (Sahibi) olan Allah’tan korkarım.
İnnî urîdu en tebû-a bi-iśmî ve-iśmike fetekûne min ashâbi-nnâr(i) veżâlike cezâu-zzâlimîn(e)
SV Meali – İsterim ki sen, hem benim günahımı hem kendi günahını yüklenesin de o ateşin ahalisinden olasın. Yanlış yapanların cezası işte budur.”
Kıssada niyet ve davranış analizi
Öldürmek isteyen sadece “BEN SENİ ÖLDÜRECEĞİM.” diyor… Ama öldürülmek istenen “BEN SENİ ÖLDÜRMEYECEĞİM AMA SENİN BENİ ÖLDÜRMENE KARŞI ÇIKMAYACAĞIM, ÇÜNKÜ BEN SENİN, BENİM GÜNAHIMI DA SENİN GÜNAHINI DA YÜKLENEREK CEHENNEM ASHÂBI OLMANI İSTİYORUM.” diyor.
29. ayeti biraz dikkatli okursanız mazlum dediğimiz kardeş aslında ne kadar da hâince düşünüyor… Sanki kardeşinin cehenneme gitmesi için kardeşine kendisini öldürmeye teşvik ediyor.
“BEN İSTİYORUM Kİ ATEŞİN ASHÂBINDAN OLASIN.” … Şu cümleye bakar mısınız?
Valla insan öldürülmek istenen değil de öldürmek isteyene acıyor… Basbayağı tuzağa çekiliyor.
Öldürülmek istenen kardeşin planı çok şeytani bir plan.
Daha kardeşi sadece “Seni öldüreceğim.” demiş yani dediğini fiiliyata dökmemiş. Onu böylesine kötü bir işten vazgeçirip kurtarmaya çalışacağına tam tersi onu kendisini öldürmeye teşvik ediyor.
Mâide suresindeki Adem’in iki oğlu kıssası ile ilgili söylenecek çok şey var ama hepsinden önce müktesebatın ve yanlış yaklaşım biçimlerinin zihinlerimizde oluşturduğu şablonlardan kurtulmak zorundayız.
O şablonlar bizi öyle etkiliyor ki bazen baktığımızı bile göremiyoruz.
Meselâ, Adem’in iki oğlunun kıssasının anlatılmaya başlandığı Mâide 27. ayetin başına bakalım:
Vetlu ‘aleyhim nebee-bney âdeme bilhakki iż karrabâ kurbânen fetukubbile min ehadihimâ velem yutekabbel mine-l-âḣari kâle leaktulennek(e) kâle innemâ yetekabbelu(A)llâhu mine-lmuttekîn(e)
TDV Meali – Onlara, Âdem’in iki oğlunun haberini gerçek olarak anlat: Hani birer kurban takdim etmişlerdi de birisinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen kardeş, kıskançlık yüzünden), «Andolsun seni öldüreceğim» dedi. Diğeri de «Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder» dedi (ve ekledi:)
Bu ayetin başındaki وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَاَ ابْنَيْ اٰدَمَ بِالْحَق (Vetlu ‘aleyhim nebee-bney âdeme bilhakki) cümlesine dikkat edelim… Bu cümle ne diyor? “ONLARA (Kimlere?) ADEM’İN İKİ OĞLUNUN ‘NEBEE’SİNİ ‘BİL HAK’ İLE OKU.”
Şimdi soralım… Adem’in iki oğlunun ‘NEBEE’si hemen devamında anlatılan kıssa mıdır?
Çok tuhaf değil mi? Hem ‘VETLU’ denilerek emir veriliyor hem de sanki bu emir verilmemiş gibi başlıyor kıssayı kendisi anlatmaya…
Bu tıpkı şuna benziyor… İçinizden birinin çocuklarından birine “Git bana mutfaktan su getir.” dedikten sonra o suyu kalkıp kendisi alması gibi… Madem kendin kıssayı anlatacaktın ‘VETLU’ demenin âlemi nedir? Öyle değil mi?
Aslına bakılırsa ayetin başındaki وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَاَ ابْنَيْ اٰدَمَ بِالْحَق (Vetlu ‘aleyhim nebee-bney âdeme bilhakki) cümlesi bize Adem’in iki oğlunun ‘NEBEE’sinin hemen devamında anlatılan kıssa olmadığını söz konusu ‘NEBEE’nin başka bağlamlarda anlatıldığını bildirmektedir.
Şimdi verilen emre biraz odaklanalım… Diyor ki; “ADEM’İN İKİ OĞLUNUN ‘NEBEE’SİNİ ‘BİL HAK’ İLE OKU.” … Emir kısmı sadece burası… Şimdi bu emri alan sormayacak mı? ADEM’İN BİR SÜRÜ OĞLU VAR, HANGİ İKİ OĞULUN KISSASINI ‘BİL HAK’ İLE OKUYAYIM?
MÂİDE suresindeki kıssa ‘VETLU’ denilen ‘NEBEE’ değildir.
Bu kıssa, emir verilen kişinin kimleri kastettiğini anlaması ve Adem’in belki de binlerce oğlu arasından hangi ikisinin ‘NEBEE’sinden bahsedildiği TANIMASI, BİLMESİ, KARIŞTIRMAMASI için anlatılan TANITICI bir kıssadır.
Vetlu ile nebee kavramlarının dilsel yorumu
Evet ‘İZ’ ile başlayan kıssa ‘VETLU’ emrinin karşılığı değil, o emrin hangi iki oğul için verildiğinin bilinmesi içindir. ‘QARRABA QURBANEN’ olan iki oğul…
İkinci dikkat edilmesi gereken husus; ‘VETLU NEBEE EBNEY ADEME’ cümlesindeki ‘NEBEE’ kelimesidir. Dikkat edin ‘KISSA’ kelimesi değil ‘NEBEE’ kelimesi kullanılmıştır ve kesinlikle ‘NEBEE’ ile ‘KISSA’ arasında büyük fark vardır.
‘NEBEE’… “Allah haber vermezse bilemeyeceğimiz, muhatapların yararı için çok çok önemli haber/bilgi.”
Ayetin başındaki ‘VETLU’ fiili de çok çok önemli… Basit bir şekilde “OKUMAK” anlamı verilen bu kelimenin kastettiği anlam çok daha geniştir ve basit bir okumayı ifade etmemektedir.
Kastettiği mana “Dağınık parçaları bir araya getirip olması gereken sıraya dizerek okumak” şeklindedir.

28.12.2021 tarihli ses kayıtlarında devam ediyor.