an island in the middle of the ocean

Bilim Rahiplerinin İnsanları Köle Yapma Yöntemi

Bilimin “Nasıl?” Merceği

Günümüz bilim anlayışının temelinde “Olguların amaçları her zaman bilinemez, ancak nasıl oldukları açıklanabilir.” ilkesi vardır. Bu teorik ilke “NASIL?” sorusunu bilimin temeli haline getirmiştir. Bu yüzden bilim insanları “Neden?” ve “Niçin?” sorularını sormazlar hatta sormamakla kalmayıp böyle soruları sormanın bilimin önünde engel olduğunu söylemektedirler. Onlara göre “neden/niçin” sorularına verilecek her türlü yanıt denetlenebilecek yanıtlar olmazlar. Bu yüzden bu soruların cevabı “metafizik”tirler. Sonuçta ‘modern bilim’ sadece denetlenebilir olanı konu edinmiştir.

“Nasıl?” sorusunu temel almak zoraki olarak bilgi edinme yönteminin ‘TÜMEVARIM’ olmasını gerektirir ki günümüz modern biliminin tüm alanlardaki bilgi edinme yöntemi sadece ‘tümevarım’dır.

Tümevarım Yönteminin Sınırlılıkları

“Tümevarım” yöntemi başlangıç noktası olarak meçhulü alır. Meçhul ile ilgili bilgileri toplayarak (gözlemleyerek) bir hipotez oluşturur fakat ne kadar kapsamlı olursa olsun ulaşılan sonuçlar matematiksel (sayısal) olarak da sonuç olarak da kesinlik ifade etmezler. Bu yüzden hemen her aşama VARSAYIMLAR üzerinden hareket eder.

Mesela, günümüz bilim adamları “Kuğular beyazdır.” dediklerinde bu “Tüm kuğuları tek tek incelediler, ondan sonra böyle bir sonuca ulaştılar.” anlamına gelmemektedir. “Onlar deney ve gözlemlerinde tekrarlanan sonuçlar elde ettiler ve tekrarlanan bu sonuçların genele şamil olduğunu ‘varsayarak’ bu yargıya vardılar.” anlamına gelmektedir.

Bilgi edinme yönteminde “NASIL?” sorusunu temel almak, varılmak istenen “TÜM”ü hiçbir şekilde ulaşılamayacak bir hedef haline getirmektedir hatta varılsa bile varılan o şeyin “TÜM” olduğu bile kesinlik ifade etmeyecek, sadece varsayıma dayalı bir bilgi olacaktır.

Ulaşılmak istenen TÜM’e hiçbir zaman varılamayacaktır çünkü yöntemler geliştikçe bilgi de gelişecektir.

12:105

Vekeeyyin min âyetin fî-ssemâvâti vel-ardi yemurrûne ‘aleyhâ vehum ‘anhâ mu’ridûn(e)

12:106

Vemâ yu/minu ekśeruhum bi(A)llâhi illâ vehum muşrikûn(e)

Tümevarım yöntemi “olasılık ve varsayım” üzerinden hareket ettiği için varlığın içindeki nice TÜM’ün yanından geçip gider.

İşte bu yöntem günümüzdeki tüm AKADEMİK çevrelerin yöntemidir. Bu yöntem bizzat bilginin kendisini -üstelik tüme varsın veya varmasın- temel haline getirmiştir. Tüme varmamış bilgiyi temel almak ancak ve ancak bir sonraki aşamaya kadardır çünkü sonraki aşamadaki bilgi kendisinden önceki aşamaları tamamen yok veya yanlış hâle getirebilir. Nitekim “Göbeklitepe” veya “Bosna Piramidi” gibi örnekler bunun en güzel örnekleridir.

Bilginin Efendisi mi, Kölesi mi?

Bu durum, insanı “bilginin efendisi” olmaktan çıkarıp “bilginin kölesi” daha doğrusu “bilgiyi elinde tutanların kölesi” haline getirmektedir. Bu yüzden tüm insanlar bir sonraki IPHONE modelinin kölesi oldukları gibi her alanda bir sonraki bilginin kölesi olmak için yaşamaktadırlar.

“NİÇİN?” / “NEDEN?” sorularını insan türünün hayatından tamamen dışlayan “bilim rahipleri (insanları)” cehenneme çevirdikleri dünyada bilgiyi elde tutmanın özgüveni ile insanlığa yön vermektedirler.

İlgili içerikler