Hadis Derlemedeki Tutarsizliklar

HADİS DERLEMEDEKİ TUTARSIZLIKLAR

Hadis derlemede kapsam sorunu

Hadis edebiyatının en zayıf yanı, hadis imamlarının rivayetin sıhhatli olduğuna karar verip sahihlerine veya sünenlerine aldıkları rivayetler değil, rivayetin sıhhatli olmadığına karar verip kitaplarına almadıklarıdır çünkü elimizdeki hadis edebiyatının tamamı ve bu hadis edebiyatından çıkarılan ‘HADİS USULÜ disiplini’ sadece “BU RİVAYETİ NİÇİN ALDIM?” sorusuna cevap vermektedir oysa bir ilmin bizzat kendisinin sıhhat şartı, ilmin kapsamına alınmayanların neden kapsama dahil edilmediğinin ortaya konulmasına bağlıdır.

Mesela, bizzat Buhari’nin kendisi, Sahih’ine aldığı yaklaşık 5.500 hadisi, kendisinde bulunan 600.000 hadis arasından seçtiğini söylemektedir yani Buhari yaklaşık 594.500 hadisi almamış, onları hadis saymamıştır. Peki, Buhari bu hadisleri kitabına almayınca o hadisler insanların zihninden uçup gitmiş midir? Buhari o 594.500 hadisi kitabına almayınca bu hadisler kitaplardan, hafızalardan, dillerden silinip gitmiş midir? Onlar hâlâ durmaktadır. Eğer ki Buhari kitabına almadığı hadisleri de tek tek yazıp o hadisleri hangi kusurundan dolayı almadığını belirtmiş olsaydı işte o zaman gerçekten bir ‘ilim’ yapmış olurdu. Şu anda hiç kimse Buhari’nin 595.000 hadisi hangi sebeplerden dolayı elediğini, belirttiği sebeplerin onlarda geçerli olup olmadığını test etme imkânına sahip değildir.

Ayrıca şu hiç inandırıcı değildir. Buhari Sahih’ine aldığı rivayetler üzerinde 16 yıl çalıştığını, bu çalışma sırasında Sahih’ine aldığı her hadis için gusül abdesti alıp iki rekât namaz kıldığını belirtmektedir. 16 yıl 5840 gün yapmaktadır. Buhari’nin Sahih’inde ise neredeyse bu sayıya denk gelecek şekilde 5700 küsur hadis vardır. Yani her bir güne bir hadis düşmektedir. Sadece sahihine aldığı hadisleri göz önüne aldığımızda bu gayet makul bir süre olarak gözükmektedir fakat her bir hadisi 600.000 hadise arz ederek, çelişkileri bertaraf ederek, hangi hadisin hangi hadisle uyuşup uyuşmadığını kontrol ederek sahihine aldığını düşündüğümüzde bu hiç ama hiç inandırıcı gelmemektedir.

600.000 hadisin sadece cerh ve tadilini yapmak bile asırlar alacak bir çalışmadır. Buhari’nin zekasına güvenebiliriz ama bu zekanın çokluğu veya azlığı ile açıklanacak bir durum değildir. Ne kadar zeki olunursa olunsun en nihayetinde bir saat 60 dakika, bir gün 24 saat, bir ay 30 gün ve bir yıl 354/365 gündür. İnsan zeki olunca saatler güne, günler aya, aylar yıllara dönüşmemektedir yani zaman uzamamaktadır. Burada mesele Buhari’nin ne kadar zeki olduğu meselesi değil, bu kadar kısa zamana bunların nasıl sığdığı meselesidir. (1 güne 102 hadisin cerh ve tadili düşmektedir.) Ayrıca o günün şartlarındaki yazının imkânlarını göz önünde bulundursak ve 600.000 hadisin yazılı olduğunu farz etsek üstelik bu hadislerin ravi zincirini hiç yazmasak Buhari’nin elinde Topkapı’da bulunan Mushaf’ın boyutlarında yaklaşık 110 cilt kitap bulunması gerekir.

Eğer ki “Ne yazılısı, bunların tamamı hem de tüm ravi zinciri ile kelime kelime onun hafızasında hiç yanlışsız kayıtlıydı ve her hadisi yazmadan önce, yazacağı hadisi hafızasındaki hadislere arz ederek yazdı.” denilirse bu sefer karşımıza (hâşâ) yarı-tanrı bir Buhari çıkar. “Hafızasında bulunan 600.000 hadisin Kur’an’a arzını nasıl yaptı?” sorusunu sormuyorum bile. İşin içine “hadislerin Kur’an’a arzı” meselesini katınca Buhari’nin her gün 102 hadisin Kur’an’a arzını bitirmiş olması gerekmektedir.

Muhaddislerin büyük çoğunluğu, Ebu Hureyre’nin 5.700 adet gibi çok yüksek sayıda hadis rivayet etmesini sakıncalı ve şüpheli bulmaktadır. Ebu Hureyre, Allah resulünün yanında yaklaşık 2 sene 8 ay gibi bir süre kalmıştır. Bunun yaklaşık bir senesi dışarıda yani Allah resulünden uzak geçmiştir. Diyelim ki bu süre iki sene yani 750 gündür. Bu süre ile rivayet ettiği hadisleri karşılaştırdığımızda Ebu Hureyre’nin bir gününe yaklaşık 8 hadis düşmektedir. Dikkat edelim; Ebu Hureyre cerh-tadil yapmamış, kafasının içindeki yüzbinlerce hadis arasından seçme yapmamış, rivayetin senedini hiç aktarmamış çünkü ilk ravi odur. Buna rağmen onun 5.700 hadis rivayet etmesi kınanmış, sakıncalı bulunmuş, şüphe ile karşılanmıştır; peki ya Buhari’nin yaptığı?

Rivayet sayısı ve güvenilirlik meselesi

Öte yandan özellikle tarihçiler, saçma sapan olsa bile uydurulmuş hikayeler olduğu apaçık olsa bile tarihi malzemeyi değerli görürler. Mesela, mitoslar, tarihçiler için, o günün insanını anlamada tarihi belgedir, böyle olduğunu kabul ederler. Peki, Buhari’nin almayıp attığı 594.500 uydurma hadisin hiç mi tarihi değeri yok da bu konu hiç gündeme taşınmıyor. Oysa Buhari’den çok sonra pek çok ulema “MEVZU HADİSLER” diyerek dünya kadar kitap yazmıştır. Aynısını Buhari yapamaz mıydı?

Buhari, Sahih’ini 16 senede yazdığını söylemektedir. Hadislerin ezberlenmesini bir kenara bırakıp ezberindeki hadisleri yazdığını düşünsek şöyle bir tablo çıkar karşımıza. Buhari 16 yıl boyunca günde 16 saat başka hiçbir iş yapmadan tüm vaktini bu işe harcasa (aldığı gusülleri ve kıldığı nafileleri bir kenara bırakırsak) toplam 140.160 saat mesai harcamış demektir. Bu da saat başına yaklaşık 4,5 hadis yapar. Bu da her hadisin cerh ve tadiline, hadisin hafızasındaki 600.000 hadise arzına, hadislerin Kur’an’a arzına ve yazılmasına sadece 14 dakika ayırmış demektir. Bu da şu demektir. Her bir hadisi hafızasındaki 600.000 hadise arz ettiğini düşündüğümüzde 14 dakika içinde 600.000 hadisi senediyle sepetiyle yeniden hatırlamış demektir yani sadece bir saniyede 714 hadis. (“Nereden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça.” diyor Ahmet Kaya.)

Buhari, 600.000 hadis içinden 5.700 hadis aldı ve Sahih’ine yazdı. Bu, şu demektir:
O zaman piyasada milyonlarca uydurma hadis var. Buhari bunları gökten almadığına göre Buhari de bunları birilerinden almış demektir. Buhari, kitabına aldıklarını “sahih” diyerek etiketledi; peki, diğerlerini “sahih değil” diye etiketledi mi? Denebilir ki “Sahih’ine 5.700 hadis alması, diğerlerini almaması zaten o anlama gelmez mi?” Eh, öğrencisi Müslim onun “sahih” dediğinden başkasına da “sahih” demişse, diğer muhaddisler de başka sahihler bulmuşsa o anlama gelmemiş demek ki. Ahmet b. Hanbe, külliyatına 27.000 hadis almışsa o anlama gelmemiş demek ki.

Kavramlar: