Başlıklar
İNSANLAR ARASINDA ADALETLE HÜKMET
İnna(A)llâhe ye/murukum en tu-eddû-l-emânâti ilâ ehlihâ ve-iżâ hakemtum beyne-nnâsi en tahkumû bil’adl(i) inna(A)llâhe ni’immâ ye’izukum bih(i) inna(A)llâhe kâne semî’en basîrâ(n)
TDV Meali – Allah size, mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor! Şüphesiz Allah her şeyi işitici, her şeyi görücüdür.
Velen testatî’û en ta’dilû beyne-nnisâ-i velev harastum felâ temîlû kulle-lmeyli feteżerûhâ kelmu’alleka(ti) ve-in tuslihû vetettekû fe-inna(A)llâhe kâne ġafûran rahîmâ(n)
Ayetlerde görünen çelişkilerin analizi
TDV Meali – Üzerine düşüp uğraşsanız da kadınlar arasında âdil davranmaya güç yetiremezsiniz; bâri birisine tamamen kapılıp da diğerini askıya alınmış gibi bırakmayın. Eğer arayı düzeltir, günahtan sakınırsanız Allah şüphesiz çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.
Bu iki ayete verilen bu tür meallerde şöyle bir durum ortaya çıkıyor…
Nisa 58. ayette deniliyor ki… وَاِذَا حَكَمْتُمْ بَيْنَ النَّاسِ اَنْ تَحْكُمُوا بِالْعَدْلِۜ (ve-iżâ hakemtum beyne-nnâsi en tahkumû bil’adl(i)) (meali) “İNSANLAR ARASINDA HÜKMETTİĞİNİZ ZAMAN ADALETLE HÜKMEDİN…”
129. ayette ise… وَلَنْ تَسْتَط۪يعُٓوا اَنْ تَعْدِلُوا بَيْنَ النِّسَٓاءِ وَلَوْ حَرَصْتُمْ (Velen testatî’û en ta’dilû beyne-nnisâ-i velev harastum) (meali) “Üzerine düşüp uğraşsanız da kadınlar arasında âdil davranmaya güç yetiremezsiniz;”
Bir ayette hiçbir istisna olmadan “İNSANLAR ARASINDA ADALETLE HÜKMET!” emri veriliyor ama öteki ayette “KADINLAR ARASINDA NE KADAR ÇABALASANIZ DA ADALETE GÜÇ YETİREMEZSİNİZ.” diyor… Öyleyse 58. ayette emredilen emir ne yapılırsa yapılsın güç yetirilemeyen bir emir mi oluyor yoksa ‘EN-NAS’ kavramının içine kadınlar dahil mi değil?
Sonra, “KADINLAR ARASINDA” ifadesini nasıl anlayacağız? Kadınların kadınlarla olan ilişkilerinde ve hukukunda mı?
Len testatia edatının dilbilimsel yorumu
Bu iki ayete verilen meallerden ortaya TAM BİR ÇELİŞKİ ÇIKIYOR.
‘LEN TESTATİA’ … ‘LEN’ edatı, “asla yapamayacaksınız.” anlamındadır.
Onu da “GÜÇ YETİREMEZSİNİZ.” şeklinde geniş zaman olarak çeviriyorlar… Oysa ‘LEN’ edatı TEKİD-İ NEFİ İSTİKBAL’dir.
“ASLA GÜÇ YETİREMEYECEKSİNİZ.” demek;
Burada söylenmek istenen “Kadınlar o kadar berbat varlıklar ki ne yaparsanız yapın kadınlar arasında adalet sağlayamazsınız!” mı deniyor (ki gelenek böyle anlamış)?
Yoksa “Siz o kadar kötü hükmediyorsunuz ki böyle hükmetmekle kadınlar arasında adaleti asla tesis edemeyeceksiniz!” mi deniyor?
Yani kadınlar arasında adalete güç yetirememenin suçu kadınlarda m, hükmedenlerde mi?
İyi ama madem adaletle hükmetmeye güç yetirilemeyecek o halde neden 58. ayette adaletle hükmetmek emredilir ki?
Müfessirler bu ayeti “EŞLERİNİZE DAVRANIŞLARINIZDA” şeklinde algılamışlar ve bu ayetin sadece birden fazla eşi olanları ilgilendirdiği gibi açıklamışlar.
Yani “Ey birden fazla eşi olanlar, ne yaparsanız yapın eşlerinize adil davranamazsınız, buna gücünüz yetmez!” şeklinde algılamışlar.
Ama ayette “EŞLERİNİZE DAVRANIŞLARINIZDA” denmiyor, ‘BEYNEN NİSA’ deniyor?
Adalet, koruma ve duygusal uyarı
Dahası bunların üstüne bir de şöyle diyecek:
Yâ eyyuhâ-lleżîne âmenû kûnû kavvâmîne bilkisti şuhedâe li(A)llâhi velev ‘alâ enfusikum evi-lvâlideyni vel-akrabîn(e)(c) in yekun ġaniyyen ev fakîran fa(A)llâhu evlâ bihimâ(s) felâ tettebi’û-lhevâ en ta’dilû(c) ve-in telvû ev tu’ridû fe-inna(A)llâhe kâne bimâ ta’melûne ḣabîrâ(n)
TDV Meali – Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun. (Haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara (sizden) daha yakındır. Hislerinize uyup adaletten sapmayın, (şahitliği) eğer, büker (doğru şahitlik etmez), yahut şâhidlik etmekten kaçınırsanız (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
“HİSLERİNİZİ UYUP ADALETTEN SAPMAYIN!”
Hangi adaletten? Uygulamaya asla güç yetiremeyecekleri adaletten mi? Üstelik bu ayet de kadınlarla alakalı…
Katılımcı:
Nisa’nın çoğul kabul edildiği üzerinden gidersek ve 129’u “eşler” diye anlarsak, en az üç eş çıkıyor. İki eş varsa, adaleti gözetme emrinden muaf gibi…
Halbuki ‘fetezeruHA kelmuallaqa’ … ‘HA’ zamiriyle geriye bir tane ‘eş’ kalmış oluyor.
Meallerdeki gibi anlarsak eş sayısı iki mi ikiden fazla mı… Aynı soruyu NİSA’yı “kadınlar” olarak aldığımızda da sorabiliriz. ‘HA’ zamiriyle kastedilen ‘bir’ kadın…
Onu da şöyle tevil ediyorlar… “BİRİNE YÖNELİP DİĞERİNİ ASKIDA BIRAKMAYIN.”