Başlıklar
KUR’AN’IN MÜTEVÂZİLİĞİ BİZE ÖRNEKTİR
Kur’an’ın mütevazı dilinin önemi
Kur’an, Aziz olan Allah’ın indinden olan bir kitaptır. Nasıl ki bu kitabın sahibi olan Yüce Allah el-Aziz olan ise aynı şekilde O’nun kitabı olan Kur’an da Aziz olan bir kitaptır. Müktesebâtın kısaca “daima üstün” mânâsını verdiği bu kelime “ihtiyaçsızlık” mânâsını da içinde barındırmaktadır. “Dâima üstün” olması, yeryüzünde O’na inanan tek bir kişi olmasa bile muhtaç duruma düşmeyen bir kitap olma anlamını da beraberinde getirir. Aslına bakılırsa ‘el-Aziz’ kelimesi ile ‘KİBR’ kelimesi arasında çok ince bir çizgi vardır. Çünkü kibirli olan biri de eninde sonunda “ihtiyaç” içinde olmadığı için hatta tam tersi kendisine ihtiyaç duyulduğu sanrısıyla büyüklük duygusuna kapılır.
Olaya biraz sâde gözle bakacak olursak, verdiği haberler ve insan türünün değerli hâle gelmesi için yaptığı katkılar göz önüne alındığında Kur’an, sonuna kadar “büyüklük” yapmayı hak eden bir kitaptır… Mâmâfih kibirli davrananlar istedikleri kadar ihtiyaçsız olduklarını iddia etseler bile, akıllı ve iradeli varlıklara ihtiyaçsız olduklarını gösterseler bile nefes almak için havaya, yaşamlarını devam ettirmek için yiyeceğe ve suya ihtiyaç duyarlar. Bu ihtiyaç listesini oldukça uzatmak mümkündür ama sadece bunlar bile hangi konum ve durumda olursa olsun ihtiyaçsız bir duruma gelemeyeceğini anlamak için yeterlidir. İşte bu yüzden akıllı ve iradeli olarak yaratılmışların kendilerini ihtiyaçsız gibi göstermeleri KİBİR TASLAMAK yani büyüklük taslamak olarak nitelendirilmektedir. Büyük olmadığı halde, ihtiyaçsız olmadığı halde büyük görünmeye KİBİR TASLAMAK denir ama ya bir şey hakîkaten büyük ve hakikaten ihtiyaçsız olursa bu büyüklüğünü ve ihtiyaçsızlığını dile getirmesi BÜYÜKLÜK TASLAMAK olmayacaktır. Yani büyük olan bir kişinin büyük olduğunu, ihtiyaçsız olanın ihtiyaçsız olduğunu söylemesi veya karşısındakine buna göre davranması BÜYÜKLÜK TASLAMAK değil, büyüklüğün ta kendisidir.
İşte bu yönüyle Kur’an’a baktığımızda verdiği haberlerin, insana olan faydasının büyüklüğüne ters orantılı olarak ŞOK EDİCİ BİR MÜTEVÂZİLİĞE sahip olduğunu görmekteyiz.
İnsan türü için bu kadar önemli bilgilere sahip bir kitabın kendisini biraz daha ağırdan satması, büyüklüğü ile paralel bir dil kullanması beklenirken boyutlarını asla kavrayamayacağımız bir mütevâziliği kendisine asıl karakter edinmesi tıpkı el-Aziz sıfatı gibi, geldiği kaynaktandır.
Varlığı yaratıp insana müsahhar kılan Yüce Allah hiçbir nimetini yarattıklarının gözüne sokmamakta, onlardan bu büyüklük karşısında erimelerini, yok olmalarını, ezim ezim ezilmelerini istememekte tam tersi mütevâzi bir şekilde insanın kendi kişiliğini yok etmeden sadece eşitler arasında olabilecek İMÂN temelli bir yaklaşım biçimini şart koşmaktadır.
Allah’ın mütevazı yaklaşımı ve iman
Mütevâziliğin bu kadarına da pes dedirten bu yaklaşım biçimi, bu asil karakter, sonsuz güç sahibi olmasına rağmen sonsuz gücünü bir tehdit ve tahdit unsuru olarak hatta belirleyici ana unsur olarak almamakta, sadece İMÂN yani güven temeline oturmuş bir yaklaşım biçimi ile Kendisine yaklaşılmasını istemektedir. Kendisine güvenmemize asla muhtaç olmayan Yüce Allah, O’na hiçbir katkı sunmayacak bu imâna değer vermekte ve asıl olan ilişki temelinin bu olduğunu söylemektedir.
Nasıl olur da sonsuz güce, sonsuz imkâna sahip olan biri kendisinin bu hâlinden etkilenmez?
Nasıl olur da tüm varlık O’na muhtaçken O sadece eşitler arasında olabilecek İMÂN temelli bir yaklaşımı ister?
Böylesine muhteşem bir mütevâziliği gösterse gösterse HAKÎKÎ BİR İLÂH GÖSTERİR.
Bu Kur’an’ın Yüce Allah’ın kitabı olduğuna hiçbir delil olmasa bile KUR’AN’DA KULLANILAN DİLİN SON DERECE MÜTEVÂZİ BİR DİL OLMASI YETERLİDİR.
Hiç kimsenin veremeyeceği önemli ve büyük haberleri veren bu kitap her türlü büyüklenmeyi hak etmesine rağmen mütevâzi bir dile sahipse işte bu, O HAKÎKÎ İLÂH’IN ÖZELLİKLERİNİN KİTAPTA DA OLMASI ANLAMINA GELMEKTEDİR.
Çünkü her kitap SAHİBİNİN KARAKTERİNİ TAŞIR.
KUR’AN’IN EN GÜZEL, EN ÇARPICI VE EN ŞOK EDİCİ TARAFI SON DERECE MÜTEVÂZİ OLUŞUDUR.
İnsanlara birazcık faydamız dokunduğunda bile kasım kasım kasılarak yürüyen bizlerin böylesine muhteşem bir mütevâziliği görmeden Kur’an okumamız bize körlükten başka bir şey getirmeyecektir.
Şok edici bir mütevâzi karaktere sahip bir kitaba inanarak güvenerek onu kılavuz edinmiş bizlerin, O KILAVUZDAN ÖĞRENECEĞİ İLK ŞEY MÜTEVÂZİLİK OLSA GEREKTİR.
Mütevaziliğin bireysel ve toplumsal boyutları
Mütevâzilik kişinin üstün meziyetlerini yok sayması, kendisinde olan farklı ve güzel özelliklerini yok sayması demek değildir.
Ne kadar üstün meziyetlere sahip olunursa olunsun, bunları karşıdakilerden beklentilere dönüştürmemektir mütevâzilik.
Hatta hak edilse bile…