Başlıklar
MÂİDE 16. ÂYET MEÂLİ
Yehdî bihi(A)llâhu meni-ttebe’a ridvânehu subule-sselâmi veyuḣricuhum mine-zzulumâti ilâ-nnûri bi-iżnihi veyehdîhim ilâ sirâtin mustakîm(in)
Hidayetin Anlamı ve Temel İlkeleri
Ramazan Demir meâli – ALLAH, ONUNLA (kitap ile) RÂZI OLDUĞUNUN (seçip, uygun bulduğunun) ARKASINDAN GİDEN HER KİŞİYİ O BARIŞIN (her yönüyle tehlike ve kusurlardan arınmış barışın) YOLLARINA (olanaklarına, imkânlarına) KILAVUZLUK EDER (rotayı kendisinin belirlediği hedefi olan bir yolculuğa çıkarır). VE ONLARI KARANLIKLARDAN O NURA DOĞRU ÇIKARIR. KENDİ BİLDİRİSİYLE MEŞRÛ VE KAİM OLAN BİR YOLA (en kestirme, en düz, en tehlikesiz, en güvenilir, en kesin, en net şekilde) KILAVUZLUK YAPAR.
Bu ve başka âyetlerde geçen ‘YEHDİ’ kavramı “bir kişiyi hedefine ulaştırmak” değil, “varılmak istenen hedef için en kestirme, en düzgün, en net, en tehlikesiz vs. yola sokmak ve bu yolda arkadan gelenleri yönlendirmek” demektir.
Bu yolculukta roller şu şekildedir: Yola çıkanın hedefe varmasını ve hedefe varırken tehlikelerden emin olmasını kişiyi bizzat o yola, o rotaya sokan kişi üstlenir. Yola çıkanın yapması gereken tek şey KILAVUZUN dediklerinden dışarı çıkmamak, onun çizdiği rotadan milim sapmamaktır.
“Allah’ın hidayet etmesi” demek, “bir dokunuşla erdirmek” demek değildir.
“Allah’ın hidayet etmesi” demek, “kişiyi amacına en tehlikesiz bir şekilde ulaştıracak bir yolculuğa çıkarmak” demektir.
Allah’ın hidayet etmesini kâfirken bir dokunuşla mümine dönüştürmek olarak görmek hiçbir zaman mümin olmamak demektir.
Mümin; hayatının cennete doğru çıkılan bir yolculuk olduğuna imân eden kişidir. Onun “CENNETE GİRMEK, tescillenmiş iyi olmak” gibi büyük bir hedefi vardır.
İşte Yüce Allah’ın kılavuzluğu, mümini bu hedefe vardırmak içindir.
Bu yolda KILAVUZ dâima öndedir. Nerde mola verileceğini, yolculuk için gerekli erzak ve malzemenin ne olduğunu, bu yolculukta bavula nelerin alınacağını, nerde gürültü çıkarılacağını, nerde sessiz kalınacağını, hangi yiyeceklerin yenileceğini, hangi giyimlerin giyileceğini; kısaca hedefe varmak için gerekli olanları ve olmayanları söyleyecek tek kişi KILAVUZDUR.
Bu yolculukta önünde bir kılavuz olduğunu unutarak yol almanın imkânı yoktur.
Bu yolculukta kılavuza tam bir güven duymadan hedefe varmanın imkânı yoktur.
Bu yolculukta kılavuzun dediklerine kulak asmayarak, onun dediklerini değiştirilebilir sözler olarak görerek hedefe ulaşmanın imkânı yoktur.
Sınavlar Sabır ve Sonuçların Değerlendirilmesi
Bu yolculukta kılavuzu beğenmeyen, ona râzı olmayan kişinin hedefe varması mümkün değildir.
Bu yolculukta tüm müminler gibi RESÛL’ÜN KILAVUZU DA KİTAP’TIR.
Yehdî bihi(A)llâhu meni-ttebe’a ridvânehu subule-sselâmi veyuḣricuhum mine-zzulumâti ilâ-nnûri bi-iżnihi veyehdîhim ilâ sirâtin mustakîm(in)
ALLAH, ONUNLA (kitap ile) RÂZI OLDUĞUNUN (seçip, uygun bulduğunun) ARKASINDAN GİDEN HER KİŞİYİ O BARIŞIN (her yönüyle tehlike ve kusurlardan arınmış barışın) YOLLARINA (olanaklarına, imkânlarına) KILAVUZLUK EDER (rotayı kendisinin belirlediği hedefi olan bir yolculuğa çıkarır). VE ONLARI KARANLIKLARDAN O NURA DOĞRU ÇIKARIR. KENDİ BİLDİRİSİYLE MEŞRÛ VE KAİM OLAN BİR YOLA (en kestirme, en düz, en tehlikesiz, en güvenilir, en kesin, en net şekilde) KILAVUZLUK YAPAR.