Nefs Kelimesi

‘NEFS’ KELİMESİ

Nefs kelimesinin kullanımı ve kökeni

‘Nefs’ kelimesi sulasi mücerred kök olarak her fiilde olduğu gibi kendisinden sonra gelen harf-i cer’e, kullanıldığı cümlenin bağlamına göre anlam kazanır.

Fiil olarak sözlük manası: “Kıskanmak, haset etmek, değerli olmak, çok görmek” gibi manalara gelmektedir. İsim olarak ise “zat, kendi, öz, can, şahıs” gibi manalara gelmektedir.

Bu kelime kavram olarak sadece akıllı varlıklar için kullanılmaktadır. Bu da kelimenin anlamının AKIL ile alâkasının olduğu anlamına gelmektedir. Kelimenin “zat, şahıs, öz” anlamını ele aldığımızda haliyle “KİŞİNİN ZATI NEDİR?” diye bir soru sorma zorunluluğu vardır.

Kur’an’ın tamamına baktığımızda akıllı varlıkların hepsinin TASAVVURUNUN

  1. KALP
  2. FUAD
  3. SADIR

dan oluştuğunu görmekteyiz.

‘TAAKKUL, TEZEKKÜR, TEDEBBÜR, TEFAKKUH, TEFEKKÜR, TEFEHHÜM’ gibi kelimelerin tamamı kalp, fuad ve sudur arasındaki ilişki biçimlerini göstermektedir. Çünkü bunların hepsi fiildir ve bir eyleme taalluk etmeleri gerekmektedir. Fakat tüm bunların tamamının çalışması (doğru ya da yanlış fark etmez) bir tek şeye bağlıdır: KİŞİNİN NEFES ALMASINA…

Kişiye nefes aldıran şey ise kendi zatında bulunan tasavvuri veya tasdiki tüm bilgilerin toplamının sonucunda öz benlikte oluşan ‘KUVVE’dir. İşte o ‘kuvve’ daima nefese bağlı olduğu için ‘NEFSUN’ diye adlandırılmıştır. ‘Nefsun’ kelimesi ism-i fail’e istiare edilmesi mümkün olan bir mastar olarak alınabilir. Bu durumda anlamı “KİŞİYE NEFES ALDIRAN KUVVE / ÖZ / ZAT” anlamına gelebilir.

Nefes, kuvve ve öz-benlik

Her nefes alan bir hayatın sahibidir ve her hayatın mutlaka bir gayesi vardır. İşte o gayeler nefes almanın sebebidir ve her bir insan hayatını o gayelere göre ayarlar. İşte o gayeleri edinen her akıllı varlığa ve o gayelere ulaşmak için bir öz sahibi olana ‘NEFS’ denir.

Kısaca “İNSANA NEFES ALDIRAN ÖZ KUVVE” diyebiliriz.

Kavramlar: