Nisa 82 Ayet Kuran In Referans Degeri

NİSÂ 82. AYET – KUR’AN’IN REFERANS DEĞERİ

Her varlığın kendisini kendisine göre tanımladığı, tüm anlamlarının ona dönük olduğu, tüm anlamlarının onunla anlam kazandığı bir referans değeri (soyut-somut) mutlaka vardır. Aristo mantığını temel almış kelamcıların ‘FASL’ dedikleri şey ile bizim “referans değer” dediğimiz şey aslında birbirine çok benzemektedir çünkü bu ‘referans değer’ sadece o varlığın kendi içindeki anlamlarını anlamlı kılmaz aynı zamanda o varlığı diğerlerinden ayırır. Bu açıdan her bir referans değer bir yandan o varlığın onun altında kalan değerlerinin onunla anlam kazanmasını sağlarken diğer yanda o referans onu diğerlerinden ayırır. O halde bu referans değerin hem kendi içindeki alt değerler için hem de kendisi dışındakiler için bir belirleyiciliği olmaktadır. Mesela, kelamcılar “İnsan natık bir canlıdır.” tarifini getirmektedirler. Bu cümlede insan, canlı olmak açısından diğer canlı varlıklarla birliktedir ama ‘natık’ (konuşan/düşünen/akıl eden) olma açısından diğer tüm canlı varlıklardan ayrılmaktadır. O halde insanın referans değeri ‘canlı’ olması değil ‘natık’ olmasıdır.

Referans değer tanımı ve insan örneği

Bu tarifle belirlenen şey, işte bizim “referans değer” dediğimiz şeydir. Bundan sonrasında “insan” dendiğinde en üste onun natık oluşu konulacak ve insana dair her ne varsa natık oluşuna göre anlam kazanacaktır. Bunun altındaki değerlerin hiçbiri bu üst değerle asla çelişmemelidir. Tabiri caizse bu üst değer bir “röper noktası / mihenk noktası / sıfır noktası / ölçüm noktası” gibidir. İşte bu temel ayrım, insana ait tüm değerlerin ‘natık’ oluşunun altında olması gerektiği anlamına gelir. Yani insanın cismi de gelişen ve canlı varlık oluşu da ‘natık’ oluşuna göre anlam kazanacaktır. Diğer tüm değerler insanın ‘natık’ oluşuna göre anlam kazanacaktır.

Aristo mantığını hikmet sayan kelamcı ve felsefeciler bu referans değeri en alta koyarak insana dair değerlerin tamamını tersyüz etmişlerdir.

Onlara göre;

İnsan, hacmi ve kütlesi olduğu için önce diğer tüm cisimler gibi cisim.

Sonra, gelişen/büyüyen varlık olduğu için diğer tüm büyüyen (nami) varlıklar gibi büyüyen.

Sonra, hareketli ve his sahibi olduğu için diğer hareketli ve his sahibi varlıklar gibi “hayevan”.

Varlıkları ayırt eden temel farklar

En sonunda da diğerlerinin hiçbirinde olmayan nutka (mantığa) sahip olduğu için de insandır.

Fakat insan mantığı hiçbir zaman bu bakış açısına göre asla davranış geliştirmez ve anlama faaliyetinde bulunmaz ve hiçbir zaman da bulunmamıştır. Hiç kimse eline aldığı elmaya önce cisim sonra nami gözüyle bakmaz. Tam tersi önce onu diğerlerinden ayıran referans değer yani faslı üzerinden bakar sonra onun cisimliğine gelir. Hiç kimse meralarda otlattığı koyunlara önce cisim, sonra nami, sonra his sahibi varlık gözüyle bakmaz. Tam tersi önce onu diğerlerinden ayıran özelliğine sonra diğer özelliklerine bakar. Yani hiç kimse havada uçan bir kuşa, “Ha bunun kütlesi ve hacmi vardır, öyleyse bu cisimdir; haa bu gelişip büyümektedir öyleyse bu namidir; haa bu his kullanmaktadır öyleyse bu hayevandır; haa bu uçmaktadır öyleyse bu uçan bir hayevandır.” dememiştir, dememektedir ve asla da demez.

Varlıklar ancak diğerlerinden farklı olduklarında fark edilirler. Tüm varlıklara cisim gözüyle bakmak bir fark veya bir farkındalık oluşturmaz. Varlıklar ilk defa diğerlerinden farklı oluşlarıyla dikkat çekerler. Tüm yüzlerin, boyların, renklerin aynı olduğu yerde artık farklı diye bir şey yoktur ve sayıları trilyona da ulaşsa burada artık bir fasıldan bahsedemezsiniz.

Yeryüzündeki tüm canlı türlerini bir araya getirdiğinizde kimse bu varlıkların cisimlerini görmez. Herkesin ilk göreceği şey aralarındaki farklardır. İşte bu fark o varlığa referans olur ve artık o varlık bu temel farka göre anlaşılmaya çalışılır. Bizim “referans değer” dediğimiz şey işte tam da budur.

Yine kelamcıların tarifini kullanarak “İnsan natık bir canlıdır.” dediğimizde insanın hisleri de nami oluşu da cisim oluşu da bu referans değere göre anlam kazanır.

İşte bu yüzden bir taşı kırmak, bir dalı kırmak, bir hayevanın başını kırmak ve bir insanın başını kırmak asla aynı değerde değildir.

İşte bu yüzden bir ağacı kesmek, bir hayevanı kesmek ve bir insanı kesmek aynı değerde değildir.

İşte bu yüzden bir hayevanın hisleri ile bir insanın hisleri aynı değildir.

Nasıl ki insanın ‘cisim, nami, hayevan’ oluşu onun ‘natık’ olması üzerinden değer kazanıyorsa ve bu değer insanın referans değeriyse var olan tüm varlıkların, tüm sözlerin ve tüm metinlerin de onu diğerlerinden ayıran ve kendi içindeki her şeyin ona göre anlam kazandığı bir referans değeri vardır.

اَفَلَا يَتَدَبَّرُونَ الْقُرْاٰنَۜ وَلَوْ كَانَ مِنْ عِنْدِ غَيْرِ اللّٰهِ لَوَجَدُوا ف۪يهِ اخْتِلَافاً كَث۪يراً
Nisâ 4 / 82

Efelâ yetedebberûne-lkur-ân(e) velev kâne min ‘indi ġayri(A)llâhi levecedû fîhi-ḣtilâfen keśîrâ(n)

Hâlâ Kur’an üzerinde gereği gibi düşünmeyecekler mi? Eğer o, Allah’tan başkası tarafından gelmiş olsaydı onda birçok tutarsızlık bulurlardı.

İşte bu ayet “tutarsızlık” açısından Kur’an’ın referans değeridir.

Çelişkiler ile ulema kaynaklı sapmalar

Kur’an hakkında onda olduğu söylenen “imla, lugavi, sarfi, nahvi, kelami, fıkhi vs.” çelişki söylentilerinin hepsi işte bu referans ayete göre anlaşılacak ve anlamlandırılacaktır.

Bu Kur’an’ın sabilerinden biridir. Bu ayetteki ÜST değer “EĞER KUR’AN ALLAH’TAN GAYRISININ İNDİNDEN OLSAYDI” cümlesidir, “Onda çok çelişki bulunurdu.” cümlesi ise bu üst değeri referans olarak almış bir alt değerdir.

Buna göre bu cümleden şöyle bir sonuç çıkmaktadır: Kur’an Allah’ın indinden gelmedir. Allah’ın indinden gelen bir şeyde çelişki olmaz.

Fakat müktesebat ulemasının Kur’an etrafında oluşturduğu ve “MÜSLÜMANİ BİLGİLER” denmesi gerekirken “İSLAMİ İLİMLER” denilen tefsir, hadis, fıkıh, kelam vs. gibi ilimlerin pek çoğunda yüzlerce çelişki vardır. Onlara göre bu çelişkilerin müsebbibi Kur’an’dır.

İşte az önce verdiğimiz ayet bu söylemlerin tamamını zinhar reddetmektedir.

Buna göre çelişkiler asla Kur’an’ın değildir. Onlar ulemanın kendi eliyle oluşturduğu şeylerdir. Kur’an’ı bilmeyen veya Kur’an hakkındaki bilgisi başkalarının söyledikleri üzerinden olanlar için bu ayet referans bir ayettir.

Kavramlar: