Başlıklar
Hristiyanlık ve Müslümanlık dinlerinin temel doktrini “Yahudilik dini” olduğu müddetçe insanlık ne Yahudilerden ne Yahudilik dininden ne de Yahudi karakterine bürünmekten kurtulabilecektir. Mesele, Yahudilerin ne kadar hain, madrabaz, zalim ve acımasız olmaları meselesi değildir. Yahudiler, etraflarına çiçek ve gülücük dağıtan iyilik meleklerine dönüşse bile hem Hristiyanlık hem de Müslümanlık onların dininden beslendiği müddetçe bu mesele asla kapanmayacaktır.
Hristiyanlık köklerini Yahudi kutsal kitabına dayamıştır. O kökler kabul edilmeden Hristiyan olmanın imkânı yoktur.
Müslümanlık ise tarihte hiç kimsenin yapmadığını yaparak Yahudilik dinini resmen tanımıştır, oysa bir Maniheist olan Nabukadnezar’dan Makedonyalı İskender’e kadar hiçbir otorite Yahudi dinini resmen tanımamıştı.
Müslüman ulema Yahudiliği resmen tanımakla kalmamış tıpkı Hıristiyanların yaptığı gibi Yahudiliği Yüce Allah’ın gönderdiği din saymış, Kur’an’da onlara dair anlatılan her ne varsa Yahudilerin anlattıklarına göre şekillendirmişlerdir.
Tarihte Yahudilik ve Yahudi Karakteri
Hem seküler hem Müslüman hem de Hristiyan tarihçiler Yahudi’nin yaslandığı sanal ve uyduma tarihi bilgileri Tarih’in zemini olarak almışlardır. Bu yüzden yaratılıştan İsa’ya kadar geçen zaman sadece Yahudi’nin anlattığı temel alınarak Tarih şekillendirilmiştir. Sekülerlerin, Müslümanların ve Hıristiyanların, Yahudilerin anlattığından başka türde bir yaratılış anlayışı olmadığı gibi başka bir Adem’i, Nuh’u, İbrahim’i, İshak’ı, Yakub’u, Yusuf’u, Musa’sı, Harun’u vd. yoktur.
Yahudilik dini yepyeni bir din değildir, yüzlerce yıldır vardır.
Yahudi’nin zalim, madrabaz, acımasız, kendisinden başkasını insan yerine koymadığı ve koymayacağı YENİ BİR BİLGİ DEĞİLDİR.
Bunlar, Yusuf’u hadım edip mağdur rolü kesenler değil midir?
Bunlar, Yusuf’u köle gibi satıp köle rolü kesenler değil midir?
Bunlar, İbrahim’in hakiki zürriyetini (Esbat’ı) yok edip onun yerine ‘BENİ İSRAİL’İ koyanlar değil midir?
Bunlar, insanlığın toplanma merkezini yok sayıp bambaşka kutsal topraklar icat eden değil midir?
Bunlar, tıpkı Hitler’i yarattıkları gibi Firavun’u yaratıp daha sonra ondan yakınıp mağdur rolü kesenler değil midir?
Bunlar Musa’ya ihanet edip Musacılık yapanlar değil midir?
Bunlar yeni bilgi midir?
Utanmadan, arlanmadan kutsal kitaplarında Yakub’u “Allah ile güreşen adam” olarak göstermeleri yeni midir?
Ardından gittiklerini iddia ettikleri hatta varlık temellerini kendisine dayandırdıkları Musa’ya “Bize Allah’ı göstermezsen asla sana inanmayacağız.” demeleri yeni bir bilgi midir?
Bir resulü hadım etmeleri, risaleti ele geçirmek için Allah’a kafa tutmaları, İbrahim’in insanlığa bildirdiği toplanma merkezini yok sayıp başka kutsal topraklar icat etmeleri yeni midir?
Resullere (Esbat’a) kıymaları onların lanetlenmiş bir soy olduklarını anlamaya yeterli değil midir?
Bunların ne kadar zalim olduklarının anlaşılması için daha kaç Gazze yaşamak gereklidir?
Yahudi Düşmanlığı ve Çelişkiler
Bir yandan Yahudi’nin ne kadar zalim, ilkesiz, gaddar, sahtekâr, madrabaz olduğunu söylemek -ki bunu tarihte söylemeyen yoktur, diğer yandan Yahudi’yi bu hâle getiren dini resmen tanımak, bununla yetinmeyip onu Allah’ın dini saymak, bununla yetinmeyip İslam’ın anlattığı resulleri Yahudilerin anlattıklarına göre tanıtmak çelişkinin ta kendisi değil midir?
Yahudiliğin Etkisi ve Bilgi Kaynakları
Hangi Hıristiyan kaynak vardır ki İsrailiyat’tan temizlenmiş?
Hangi Müslüman kaynak vardır ki İsrailiyat’tan arınmış?
Hangi tefsiri hangi meali hangi kitabı ele alırsanız alın, içinde Yahudiliğin kaynaklık etmediği bir bilgi bulamazsınız.
Bir milyon, bir milyar, on milyar Müslüman’a gidip “İSRAİL kimdir?” diye sorun, alacağınız tek cevap “YAKUP” olacaktır.
Âlimine, cahiline “Yusuf’a ne yapıldı?” diye sorun; alacağınız tek cevap “KUYUYA ATILDI.” olacaktır.
Tarihçisine, tefsircisine, aydınına, akademisyenine, ilahiyatçısına, filozofuna, kelamcısına, mutasavvıfına “İbrahim’in ilan ettiği toplanma merkezi neresidir?” diye sorun; alacağınız tek cevap “O KIBLE DEĞİŞTİ, SONRA TEKRAR ESKİSİ YAPILDI.” olacaktır.
Önünüze gelen her insanoğluna “İBRAHİM, İSHAK, YAKUP, YUSUF, MUSA, HARUN, DAVUT hangi millettendi?” diye sorun; alacağınız tek cevap “ONLAR İBRANİ’ydi.” olacaktır.
Önünüze gelen her müfessire, her meal yazarına, her akademisyene “İlk insan kimdi?” diye sorun; alacağınız tek cevap “ADEM” olacaktır.
(Uzatmaya hacet yok) İslam’a dair ne sorarsanız sorun; alacağınız cevap Yahudi’nin verdiği cevap olacaktır.
Hatta bir adım ileriye taşıyın ve ALLAH’I SORUN, kesinlikle size Yahudi’nin Yehva’sını anlatacaklardır.
Her tarafı Yahudi kesilmiş olanların Yahudi düşmanlığı yapması hiç inandırıcı gelmiyor.
Kur’an’a inandığını bağıra bağıra iddia edene, Kur’an adına herkese parmak sallayan Kur’an mücahidine “‘MEN YUDLİLİLLAHU’ olmaz be kardeşim; bu hem bir gramer hatasıdır hem de ALLAH SAPTIRMAZ, saptıran ilah Yahudi’nin ilahıdır.” dediğimizde nasıl canavar kesildiklerini görmedik mi?
İşte, “ALLAH ŞABATI EMRETMEMİŞ, KUR’AN’DA ŞABAT’A DAİR BİR DELİL YOK, TAM TERSİ BU YAHUDİ UYDURMASIDIR.” dediğimizde sevgili Kur’an mücahitlerinin bize nasıl davrandıklarına Allah, melekler ve Mustafa Arslan abimiz şahittir.
Yahudiliğin Lanetli Ölçütlerinden Arınma
Ez cümle, Yüce Allah’ın tertemiz kitabından Yahudi’nin tüm kalıntıları temizlenmedikçe, akıllarımızdaki tüm Yahudi ölçütleri Yüce Allah’ın kitabıyla yeniden düzenlenmedikçe ne Yahudi ne de Yahudilik biter çünkü aslında böyleleri baştan ayağa YAHUDİYYE kesilmiştir.
Bugün, şimdi, eğer hakiki manada Yahudi düşmanlığı yapılacaksa bunun tek yolu İKTİSATTAN SİYASETE, BİLİMDEN İLİME, İNSAN İLİŞKİLERİNDEN PSİKOLOJİYE, DEĞERLER SİSTEMİNDEN DEĞERLERİN DOLAŞIM SİSTEMİNE KADAR HER NE VARSA HEPSİNİ YAHUDİLİĞİN LANETLİ ÖLÇÜTLERİNDEN TEMİZLEMEKTİR, başka da yolu yoktur!