Palmiye ağaçlarıyla çevrili bir gün batımı manzarası, sâlih kullara miras olan yerin huzurunu hatırlatıyor.

Sâlih Kullara Miras Olan Yer: Enbiyâ 105-109

Ayetlerin Bağlamı ve Anlamı Üzerine

21:105

Velekad ketebnâ fî-zzebûri min ba’di-żżikri enne-l-arda yeriśuhâ ‘ibâdiye-ssâlihûn(e)

21:106

İnne fî hâżâ lebelâġan likavmin ‘âbidîn(e)

21:107

Vemâ erselnâke illâ rahmeten lil’âlemîn(e)

21:108

Kul innemâ yûhâ ileyye ennemâ ilâhukum ilâhun vâhid(un) fehel entum muslimûn(e)

21:109

Fe-in tevellev fekul âżentukum ‘alâ sevâ-/(in) ve-in edrî ekarîbun em ba’îdun mâ tû’adûn(e)

Hiçbir ayet (hatta hiçbir söz) bağlamından kopuk anlaşılamaz. 

Ayetin bağlamı (hem siyakı hem de sibakı) zaten risâletten bahsediyor. 

‘MA’ İsm-i Mevsulü Üzerine Tartışma

107. ayetin başındaki ‘MA’ ismi, olumsuzluk MA’sı olarak okunduğunda, anlamı “BİZ SENİ ÂLEMLERE RAHMET DIŞINDA BİR ŞEY İÇİN GÖNDERMEDİK.” şeklinde olur ki bu anlam risâletin ve resullerin Kur’an’daki tanımına uymamaktadır çünkü resuller hem beşir hem de uyarıcıdır.

Öyleyse ayetin başındaki ‘MA’, olumsuzluk dışında bir anlamda kullanılmış olması gerekir.

O ‘MA’ ism-i mevsul olarak okunursa bu sefer sıla cümlesinde bir eksiklik meydana çıkar. ‘İLLA’dan sonrasında gelen ‘RAHMETEN’ ifadesini meful olarak alırsak bu sefer “SANA GÖNDERDİĞİMİZ RAHMET, ÂLEMLER İÇİN RAHMETTİR.” şeklinde bir cümle çıkar fakat bu durumda cümlede hem bir meful hem de bir ‘İLE’ harf-i cer’i olmadığı halde varmış gibi anlam verilmiş olur. 

Bu durumda o ‘MA’yı mastar ‘ma’sı almak en uygun olan olacaktır. Mastar ‘MA’sı alınması durumunda ise “SENİ GÖNDERMEMİZ SADECE ÂLEMLER İÇİN RAHMETTİR.” olacaktır fakat görüldüğü üzere böylesi bir mealin tam olarak ne dediği anlaşılmamaktadır. 

O halde ayetin bağlamına bakarak bu ayeti anlamamıza yardımcı olacak şeyler bulmamız gerekmektedir.

Ayetin bağlamına baktığımızda 105. ayette, “‘Zikr’in ardından ‘ez-zebur’da da yeryüzüne salih kullarım vâris olacak diye yazdık.” şeklinde bir cümle geçmektedir. 

106. ayette ise “ŞU KESİN Kİ BELAĞEN –ABİD BİR KAVİM İÇİN– İŞTE BUNUN İÇİNDEDİR.”

Bu durumda bu ayette geçen ‘BELEĞAN’ ifadesi 107. ayetteki cümlenin belirleyici ögesi olmaktadır.

‘BELEĞAN’ ifadesi “bir şeyi eksiltmeden, çoğaltmadan ne için ve ne şekilde gönderilmişse amacına o şekilde ve tastamam ulaştırmak”tır.

O halde “Amacına tam olarak ulaştırılması gereken şey nedir?” diye bir soru sorduğumuzda cevap: “105. ayette söylenenlerdir.” şeklinde olmalıdır yani “‘Zikir’ ve ‘zebur’da yazılı olan ‘EL-ARD’A SÂLİH KULLARIM VÂRİSÇİ OLUR.” ifadesi ‘BELEĞAN’ yani hedefine ulaştırılması gereken şeydir. 

“İşte bu yüzden, ‘bu amacı gerçekleştir’ diye seni göndermemiz âlemler için bir bağış, bir rahmettir; yoksa zaten ‘‘Zikir’de yazdık sonra ‘zebur’da da yazdık; daha ne diye bunu tekrar tekrar bildirelim?’ der, insanları geçmişte söylenenlerle karşı karşıya bırakırdık.”

EL-ARD’ İfadesinin Anlamı

Ayette geçen ‘EL-ARD’ ifadesine “yeryüzü” manası vermek ayetin anlatmak istediğinin anlaşılmasının önünde en büyük engeldir. 

Şöyle ki; ayette geçen ‘el-ard’ ifadesine “yeryüzü” manası verdiğimizde karşımıza “‘ZİKİR’DEN SONRA ‘ZEBUR’DA DA YAZDIK Kİ TÜM YERYÜZÜNE SÂLİH KULARIM MİRASÇI OLACAK.” şeklinde bir anlam çıkmaktadır. 

Bizden 1400 yıl öncesinde verilen bu habere ve ‘zikir’ ve ‘zebur’da da aynı haberin geçmesine bakacak olursak ayetin haber verdiği bu müjde HİÇBİR ZAMAN GERÇEKLEŞMEMİŞ çünkü en son resul olan Muhammed bile TÜM YERYÜZÜNE değil, sadece Mekke ve Medine’ye hâkim olabilmiştir –ki bu da MİRAS yoluyla gerçekleşmemiştir.

“Bir yeri savaşarak almak” asla ve asla “oraya MİRASÇI olmak” demek değildir.

Tam burada benim ‘EL-ARD’ kelimesine “TÜM YERYÜZÜ” anlamı vermeme bir itiraz getirilebilir AMA tavsiyem kimse aklından böyle bir şey geçirmesin çünkü eğer ‘EL-ARD’ kelimesine “üzerinde yaşanan gezegen” manası verilirse ‘İLLA’ şeklinde bir İHTİSAS gelmeden bu kelimenin kapsam alanını yeryüzünün bir bölgesine ASLA HAMLEDEMEZSİNİZ yani bu kelime bir CİNS isim olur ve cins isimler, kastettiği cinsin tamamını kapsarlar.

Halde yaşanılan tarihte ve günümüzde “Tüm yeryüzüne sâlih kullarım mirasçı olacak.” cümlesindeki haberin gerçekleşmemiş olduğunu göz önüne aldığımızda karşımıza iki şey çıkar:

  1. Ya biz ayeti yanlış anlıyoruz.
  2. Ya da ayetteki haber (hâşâ) yalan.

Yine burada şu şekilde itiraz edilebilir: “Sen öyle diyorsun ama ayette ‘SÂLİH KULLARIM’ diyor, kullar sâlih olmayınca verilen haber de gerçekleşmez dolayısıyla senin böyle genelleme yapman çok yanlış.”

Ben de cevaben şöyle derim: Hadi diyelim ki “sâlih kullarım” ifadesinin içine Muhammed sonrasındaki Müslümanlar sâlih olmadıkları için girmediler; peki Nuh ve Nuh’tan sonra gelen resuller de mi girmediler? Mesela, birçok ayette İBRAHİM’İN sâlih olduğu belirtilmekte fakat bırakın yeryüzünün tamamını, İbrahim, Mescid-i Haram dışında hiçbir yere varis olmadı, olamadı.

“Yeryüzüne sâlih kullarım mirasçı olacak.” şeklindeki haber resuller yaşarken bile gerçekleşmemişse ve hiç kimse onlar kadar da sâlih olmayacağına göre Kur’an’daki bu haber (milyon kere hâşâ) yalan mıdır?

Elbette değildir; peki sorun nereden kaynaklanmaktadır? 

Sâlih Kulların Mirası: Mescid-i Haram

Sorun ‘el-ard’ kelimesine “YERYÜZÜ” manası verilmesinden kaynaklanmaktadır çünkü sadece miras yoluyla sâlihlerden sâlihlere miras bırakılan tek yer vardır, o da MESCİD-İ HARAM’DIR.

İşte o ayetler bütünü, “yeryüzünü ele geçirme” ile alâkalı değil, Mescid-i Haram’ın yönetimi ile alâkalıdır. 105. ayette geçen اَنَّ الْاَرْضَ يَرِثُهَا (enne-l-arda yeriśuhâ) ifadesi “yeryüzüne mirasçı olacaklar” değil, “O ‘ARD’A SÂLİH KULLARIM VÂRİS OLABİLİR. (sâlih olmayanlar değil)” şeklinde anlaşılmalıdır.

İşte kendinden önceki resullerin tamamının mirasçısı olarak gelen resule 107. ayette söylenen şey bununla alâkalıdır.

Ayette geçen ‘EL ÂLEMİN’ ifadesi, bunun yeryüzüne bir duyuru olduğu anlamına gelir. “İŞTE BEKLEDİĞİNİZ VÂRİS GELDİ.” anlamında olmalıdır.

108 ve 109. ayetler dikkatli okunduğunda verdiğimiz bu anlamın daha da kuvvetlendiği anlaşılacaktır.

(Bahse konu olan pasajla alâkalı olarak benim anlayabildiğim bunlarla sınırlı değildir ama bu platformda ancak bu kadarını anlatabilirim.)

İlgili içerikler